2009 ÖSS Sınavı Soruları ve Cevapları İndir

2009 öss sınavının sorularını ve cevaplarını aşağıdaki linkten indirebilirsiniz…

http://www.spyfrm.org/konu1568-2009-oss-sinav-sorulari-ve-cevaplari.html

oss sınav soruları,2009,öss sınav cevapları,cevap anahtarı,soruları indir oku,öss soruları,2009,eski sistem

2009 ÖSS SINAVI

2009 öss sınavı hakkında bilgi ve kazananlar yerleşenler hakkında detaylı bilgi için

 

http://www.spyfrm.org adresini ziyaret ediniz…

2009 ÖSS Sınavını Kazananların Listesi

2009 ÖSS Sınavını Kazananların Listesi ve Detaylı bilgi için aşağıdaki linke tıklayınız..

 

http://www.spyfrm.org

2009 Yılı Öss Sistemi Nasıl olacak

Duyumları ve söylentileri söylemeden geçemiyeceğim. Ama YÖK’te çalışan abilerimden duyduğum kadarıyla iki düşünce varmış. Birincisi 4 aşamalı sistem , ikincisi ise gireceğin alana göre seçim yapma. Bana ikincisi daha mantıklı geliyor o yüzden onu açıklamak istiyorum. Eğer Öss’ye hazırlanan öğrenci TIP Fakültesinde okumak isterse  sadece Biyoloji Kimya Matematik yapıcak. Ancak her dersten 30-60 arası soru gelebilir. Yani alanlara tam olarak bölmek istiyorlar. Ama bunlar kesin değil tabiki bakalım ne olacak , neler bitecek. Her sene yeni bir sistem getiriyorlar. 2009 öss soru ve cevapları çok karışık olacak. Bir sürü soru sorulacak. Yada 4 aşamalı sistem olacak. 2009 öss sonucu da Kpss sonuçları gibi olucak tahminim. İnternet ve web’e verilen bilgiler bunlar. Yorum yazıp konuşmak için en aşağı inip yorum kısmını doldurun. Öss 2009 hakkında daha detaylı bilgi için aşağıdaki adrese gidiniz.

 

http://www.spyfrm.org

2009 MODEL ÖSS

ÖSYM Başkanı’nın gelecek sene sınav sisteminin değişeceğini açıklaması ÖSS’yi tekrar ana gündemlerden birisi yaptı

ÖSYM Başkanı’nın gelecek sene sınav sisteminin değişeceğini açıklaması genelde sınav başvuruları ve sınav günü hatırlanan ÖSS’yi tekrar ana gündemlerden birisi yaptı.

Düşünülen sistemi ele almadan önce eleştirilecek ilk nokta açıklamanın zamansızlığı. Henüz sistem netleşmemişken öğrencilerin kafasını karıştırmanın çok da gereği yok. Çünkü öğrencilerin bu sınava yüklediği anlam çok farklı. Dolayısıyla kullanılan cümlelerin öğrenciler üzerindeki etkisi mutlaka hesaba katılmalı.

İyi niyetli açıklamalar olduğuna kalpten inanıyorum, ama olaya öğrenci cephesinden de bakmak gerekir.

Başkan, düşünülen iki sistem olduğunu dile getirirken bunlardan sadece birini genel hatlarıyla dile getirdi. İngiliz modeli olarak belirttiği sistem dersler sınavı şeklinde uygulanacak.

Aslında bu sistem daha önce yayımlanmış olan Yükseköğretim Strateji Raporu’nda ele alınmış ve çözümün bir parçası olarak işlenmişti. Öncelikle İngiliz modeli hakkında bazı genel bilgiler verelim.

İngiltere’de zorunlu eğitim 6 yaşında başlayıp 16 yaşında bitiyor. Öğrenim sürecini tamamlayan öğrenciler GCSE sınavına girerler (General Certificate of Secondary Education). Başarılı olurlarsa Türkiye’deki lise diplomasına denk sayılan belgeyle mezun olurlar.

GCSE belgesiyle mezun olan öğrenciler üniversiteye başlayabilmek için A-Level (Advenced Level) adı verilen ve iki yıl süren ayrı bir ön eğitimi tamamlamak zorundadırlar. Normal ve standart olan A-Level eğitimini tamamladıktan sonra uygulanan sınavla A-Level başarı notuna göre üniversite yerleştirmeleri yapılır.

A-Level sınavlarına yapılan hazırlık GCSE için yapılan hazırlıktan oldukça farklıdır. GCSE için öğrenciler genellikle 10 veya 11 dersi çalışırken, A-Levelda derinlemesine bir çalışma için üç ya da dört ders mevcuttur.

Çoğu öğrenci üniversite giriş şartı olarak üç ya da dört ders üzerinde A-Level eğitimi alır. Bu dersler, üniversitede okunacak dalla da uygunluk içindedir. Mesela mühendislik okumak isteyen öğrenci matematik, fizik ve kimya veya mekanik çalışmalıdır. Genel hatlarıyla İngiltere’de uygulanan sistem bu.

YÖK Başkanı’nın açıklamalarını, buna bağlı olarak İngiliz modelini ve geçmişte yayınlanmış Yükseköğretim Strateji Raporu’nu göz önüne aldığımızda öngörülen sistemin ders sınavları şeklinde düşünüldüğü sonucu karşımıza çıkıyor. Öğrenci bir nevi modüllü bir sınavla karşı karşıya olacak. Her ne kadar Yükseköğretim Strateji Raporu’nda ‘ortaöğretimi bitirme sınavı’ dile getirilse de (İngiliz sisteminde de GCSE sınavı olarak var) bu sınavın öngörülen sistemde olup olmayacağı konusunda şimdiden bir şey söylemek zor. Ancak böyle bir filtrenin, beraberinde birçok soruna neden olacağını tahmin etmek güç değil.

Ders sınavları uygulama düşüncesi oldukça makul. Öğrenci artık hedefini çok önceden bölüm ya da bölümler olarak planlamış, çalışmasını bu hedefi gözeterek yapmış olacak. Katsayı ya da tablo engeli olmadan istediği bölümlere yerleşebilmek için kaygısız ve özgür bir şekilde çalışabilecek.

Bu sistemle Tıp Fakültesi’ne girmek isteyenle makine mühendisliğine girmek isteyen bir öğrenci birebir aynı testleri cevaplamaya mahkûm olmayacak. Örneğin Tıp Fakültesi’ne girmek için çözülmesi gereken testler matematik, biyoloji, kimya ve Türkçe olurken makine mühendisliği bölümü için matematik, fizik ve Türkçe testlerini çözmek yeterli olabilecek (Burada verilen test örnekleri sadece bir öngörüdür).

Bu noktada şu uyarıda bulunmak istiyorum: İnsanla birebir ilişki gerektiren, fedakârlık isteyen doktorluk, öğretmenlik, hemşirelik gibi bölümlerde puan dışında başka özellikler de aranmalı. Örneğin liselere sosyal proje dersi konulabilir ve bu derste yapılan faaliyetler ve notlar yerleştirmede etkili olabilir. Objektif ve standart değerlendirme kriterleri gözetilerek çözümler üretilebilir.

Sistem değişikliği yaparken kademeli bir geçişin öğrencileri sıkıntıya sokmama adına daha isabetli olacağını da belirteyim.

Çok detaylı olmasa da genel hatlarıyla düşünülen sistemi ele aldım. Bu hamur daha çok su götürür. Sistem konusunda daha detaylı açıklamalar yapıldığında hamuru yoğurmaya devam ederiz! Şimdilik bununla iktifa edelim.

Not: OKS’de pilot okullara uygulanan müfredatla diğer okulların müfredatının kesişiminden soru geleceği açıklaması öğrencilerin ve birçok eğitimcinin kafasını karıştırdı. Medyada bu konuda doğru ya da yanlış ya da kısmen doğru yazılar ve haberler çıktı. Bu noktada öğrencilere ve öğretmenlere yol gösterici olması açısından detaylı bilgi bulabilecekleri bir internet adresini vermek istiyorum. Öğrenciler ve öğretmenler http://www.sanaldersane.com adresinde ‘Branş Branş 2008 OKS Beklentileri’ bölümünde aradıkları bilgiyi bulabilirler

“ÜNİVERSİTEYİ KAZANMAK 2009’DA DAHA DA KOLAY OLACAK…”

Başlığın tırnak içinde verilmesi sizin de dikkatinizi çekmiştir. Tırnak içinde, çünkü bu söz ÖSYM Başkanı Ünal Yarımağan’ın bir dergiye verdiği röportajdan bir alıntıdır.

Evet, birçok ÖSS adayı, özellikle de mezun ÖSS adayları 2009’da liseler tekrar sınava giriyor diye, şimdiden karaları bağlayıp pes etmiş durumda.

Peki, gerçekten bu yıl (2009) geçen yıla göre (2008) ÖSS’yi kazanmak daha mı zor? Bu sorunun cevabını ben kendim vermek yerine, (yine aynı röportajdan yaptığım bir alıntıyla)  sözü Yarımağan’a bırakacağım.

 

Soru: Ortaöğretimin dört yıla çıkmasıyla 2008’de genel liselerin mezun vermeyecek olması, bu sene ÖSS’ye katılan adayların sayısında tam olarak ne oranda bir düşüşe neden oldu?
Yarımağan’ın Cevabı: Yıllar itibarıyla değişmekle birlikte bize son sınıf düzeyinde başvuran öğrenci sayısı geçen yıl (2007) 800 bini aşmıştı. Bu sene (2008) bu sayı 500 bin kadar azaldı. Fakat buna karşılık hiçbir yere yerleşmemiş, bir yere yerleşip okumakta olan ve hatta üniversite mezunu olmuş olanların başvurularında 380 bin dolayında artış oldu. O zaman ikisinin toplam etkisine baktığımızda 120 bin dolayında bir azalma oldu. Bu nedenle açıkçası bu yıl biz beklediğimiz azalmayı elde edemedik. Bunun sonuçları asıl gelecek yıl (2009) görülecek; gelecek yıl (2009) ÖSS’ye girecek öğrenciler bence daha da şanslılar. Çünkü, bundan önceki yıllarda sınava eski öğrenciler geliyordu, artı 700-800 bin dolayında da o yılın mezunları geliyordu. Ve biz bunların yaklaşık 600 binini yerleştirebiliyorduk. Dolayısıyla yerleşemeyen ve umduğunu bulamayanlar bir sonraki yıla kalıyordu. Bu sene kontenjan artışlarıyla birlikte yaklaşık 700 bin dolayında bir yerleştirme oldu. Son sınıf düzeyindeki mezun sayısı bu yıl az olduğu için özellikle eski mezunlardan epeyce yerleşen oldu, dolayısıyla gelecek yıl başvuru sayısının 1,5 milyonun altına ineceğini düşünüyorum.

 

● Evet, demek ki, her yıl 700–800 bin son sınıf ve yine yaklaşık 800–900 mezun olmak üzere toplam 1 milyon 600 bin – 1 milyon 700 bin aday sınava katılıyormuş, (2008’e kadar.).

● 2008’de son sınıfların sayısında 500 azalma, ama eski mezunlarda 380artış olmuştu.

● Gelelim 2009’a: Öncelikle liseler artık mezun veriyor; yani lise son sınıflardan (Anadolu ve Fen liseliler de dahil) 700-800 civarında bir aday ÖSS’ye girecek. Ama öte yandan her yıl sınava katılan 800 – 900 bin mezun adaydan bu yıl büyük kısmı eksilecek.  Dolayısıyla Yarımağan’ın da belirttiği gibi sınava katılan aday sayısında bu yıl ciddi bir düşüş olacak (Yarımağan bu sayının 1 milyon 500 binin altında olacağını söylüyor; ben bu sayının bu yıl 1 milyon 200 bin civarında olacağını tahmin ediyorum).

● Dahası, 2009 ÖSS adaylarını kendi içerisinde tahlil edersek: Bu yıl da her yıl olduğu gibi lise son adaylarının yaklaşık 100 binini Anadolu ve Fen Liseliler oluşturuyor. Kalan 500 – 600 kişilik kısmını ise meslek liseliler ve düz liseliler oluşturuyor. Ve işte bu 500 – 600 bin kişilik lise son kitlesinin geçmiş yıllardaki kazanma (yerleşme) yüzdelerine baktığımızda % 10 bile olmadığı görülür.

● Yine Yarımağan’ın da belirttiği gibi düzeyi iyi olan mezun öğrenciler bu yıl (2008 ÖSYS’de) üniversiteye yerleşti; dolayısıyla iyi rakip sayınız azaldı.

● Ayrıca, 2008 yılında üniversitelerin toplam kontenjanlarında gerçekleşen artışın, yeni açılan üniversitelerin yeni programlarının açılmasıyla artmaya devam edeceğini de burada hatırlatmakta fayda var.

Sonuç olarak, 2009 ÖSS üniversite adayları için 2008 ÖSS’den daha büyük bir fırsat sunuyor. Bu fırsatı şansa dönüştürmeniz dileğiyle…

ÖSS 2009 Sınav Sonuçları

ÖSS sınavının kazananlarını görmek için http://www.spyfrm.org adresine bakınız…

2009 ÖSS Sınavı Soruları

2009 öss sınav soruları ve cevapları için http://www.spyfrm.org adresini ziyaret ediniz…